Dünya Bankası Lideri David Malpass, Çin‘in Afrika‘daki ülkelere kredi vermesine ait BBC’ye değerlendirmelerde bulundu.
David Malpass, kaide ve şartların “daha şeffaf” olması gerektiğini söyledi.
Malpass, “Benim şiddetle teşvik ettiğim şey, mukavelelerinde şeffaf olmalarıdır. Sıkıntılardan biri de bu; bir kontrat yazıp ‘ama bunu kimseye göstermeyin’ derseniz, bu bir eksi olur. Bu yüzden bundan uzak durun. Afrika’daki hükümetler kredi almak için teminat sunmamaları gerekiyor, zira bu jenerasyonlar uzunluğu kilitli kalacak” diye konuştu.
Sorunların Çin finansmanına has olmadığını, fakat işlerin uyguna gittiğini belirten Malpass, “Batı’nın borç verme tarihini düşünürseniz, bazen (borç verilen) ülkelerdeki insanların tam faydasına olmadığını görürsünüz. Dünya Bankası kredileri bile her vakit bir ülkede yapılabilecek en düzgün şey için olmamıştır. Hasebiyle bizim yapmaya çalıştığımız ve bence herkesin yapmaya çalışması gereken şey, kredilerin kalitesini arttırmaktır” dedi.
Malpass, “Tekniklerden biri krediyi ayrıştırmak, yani bir yatırım projesi varsa, diyelim ki bir tren inşa ediyorsunuz, projeyi ve maliyetinin ne olacağını tanımlayın. Sonra başka olarak finansmanı ayarlayın. Şayet bunları bir ortaya getirirseniz, tren için mi yoksa finansman için mi âlâ bir mutabakat yaptığımı anlamak çok zorlaşır” diye ekledi.
ÇİN NE DEDİ?
Pekin, son yıllarda gelişmekte olan ekonomilere kredi sağlayan en büyük kaynaklardan biri haline geldi. Kiel Dünya İktisadı Enstitüsü tarafından yürütülen yeni bir çalışma, Çin’in 2016-2021 yılları ortasında 22 ülkeye 185 milyar dolar (150 milyar sterlin) takviye kredisi verdiğini gösteriyor.
Çin, mali dayanağıyla öteki ülkeleri “sömürdüğü” tarafındaki savları reddediyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Çin’in “ilgili ülkelerin iradesine hürmet duyduğunu, hiçbir tarafı borç almaya zorlamadığını, hiçbir ülkeyi ödeme yapmaya zorlamadığını, kredi mutabakatlarına rastgele bir siyasi şart eklemeyeceğini ve rastgele bir siyasi çıkar peşinde olmadığını” söyledi.